AN INTRODUCTION TO BLOGGING: TOPLUMDA “ODDISM”
OLGUSU
Onca işime rağmen işsizliği doruklarda
yaşadığım yavşak bir Pazar akşamından hepinize ve içimdeki Beatris’e merhaba. Henüz yazma amacımı kendimin de kestiremediği
bu blogda ne yapıyorum, derdim ne, ne tür paylaşımlar ve yazılara yer vereceğim
ben de bilemediğimden mütevellit sizlere öncelikli olarak dikkatli olmanızı
öneriyorum; zira can suyunu yoğun arabesk şarkılardan almış manik-depresif-ruh
hali dengesiz-stabil-salak ve bir o kadar da felsefeseyle gereğinden fazla samimi
hatta laubali (babaanneme göre lali
bali) ilişkiler içerisinde bulunan bir başkalaşım insanının yazısını
okuyorsunuz şu an. Evet yanlış okumadınız; amaçsızca, fütursuzca, bodoslama daldım yazı
dünyasına; ahan da böyle!
Geçenlerde yazısını okuduğum bir zat yazma amacını “I write because no one listens” şeklinde dile getirmiş. Yazmak için makul bir sebep gibi geldi, bu yüzden yazıyor olabilirim. Belki de şairin dediği gibi eksilmesin hiçbir şey, hiçbir şeyden de olsa kalsın biraz dedikçe biraz biraz eksilmişimdir biraz ve bu yaptığım da eksilmeye yüz tutmuş düşünce kırıntıcıklarını kurtarmaya yönelik son bir hamledir. Belki de Hikmet’in annesidir çıkış noktam: “Söyle evladım diye teselli ederdi annem beni. Söyle de içine hicran olmasın. Hicran oldu anne.” Evet hicran olmasın diye yazıyorum, bir takım kelimelerin hamallığını yapmamak için. Bedava ya, bedava blog! Attım hafızaya, yazdım bloga, bedava ya, niye hamallık yapıyım ki? Ya da ibneliğine yazıyorumdur kim bilir, her şey beklenir benden. Neticede “HERKES ALÇAKTIR BİRAZ”.
Geçenlerde yazısını okuduğum bir zat yazma amacını “I write because no one listens” şeklinde dile getirmiş. Yazmak için makul bir sebep gibi geldi, bu yüzden yazıyor olabilirim. Belki de şairin dediği gibi eksilmesin hiçbir şey, hiçbir şeyden de olsa kalsın biraz dedikçe biraz biraz eksilmişimdir biraz ve bu yaptığım da eksilmeye yüz tutmuş düşünce kırıntıcıklarını kurtarmaya yönelik son bir hamledir. Belki de Hikmet’in annesidir çıkış noktam: “Söyle evladım diye teselli ederdi annem beni. Söyle de içine hicran olmasın. Hicran oldu anne.” Evet hicran olmasın diye yazıyorum, bir takım kelimelerin hamallığını yapmamak için. Bedava ya, bedava blog! Attım hafızaya, yazdım bloga, bedava ya, niye hamallık yapıyım ki? Ya da ibneliğine yazıyorumdur kim bilir, her şey beklenir benden. Neticede “HERKES ALÇAKTIR BİRAZ”.
Efenim laf kalabalığı bir yana, asıl
mevzuya gelecek olursam, bugünkü sebeb-i yazım başkalaşım insan MerveTheOdd
oluşumuna toplumsal perspektiften bakarak beraberinde getirdiği “oddism”
olgusunu anlama, anlatma ve açıklamaya yönelik bir takım kelime israfı
silsilesine mahal vermektir. Dilerseniz “odd” kelimesiyle başlayalım. İngilizce
kökenli bu naçizane kelimenin sözlük anlamını bizzat irdeleyecek olursak,
kelimenin “acayip, garip, şaşılası, yabansı, bölebitöbestağfurullah alelacayip,
tek tük, teki(n) olmayan” gibi çeşitli anlamlara geldiğini görüyoruz. Aynı
zamanda bizlere Türkçe “odun” kelimesini çağrıştıran bu kelimenin, Merve ve
türevi insanları anlatmaya birebir, her tür abuk contex’e cuk diye
oturabilitesi yüksek bir kelime olması bir takım insanların hayatı sorgulama
sebebiyken, bir kısmının ise bir tatlı huzur almak için teeeeeeeeğğ
Kalamış’lara gitmesine yol açan kendi halinde bir faktördür. Diyeceksiniz ki
“Doktor bu ne?” MerveTheOdd bu durur mu, yapıştırmış cevabı: Ben başta uyardım
sizi.
Oddism’in etkileri zihninizdeki diğer
gündelik düşünce akışlarıyla tepkimeye girmeden konuyu burda bırakmam gerektiği
hissine kapıldım. Bu yeni felsefik öğretiye adaptasyon süreciniz
beklediğinizden uzun olabilir, üzülmeyin, telaş yok zira aslında hepiniz
özünüzde oddsunuz. Metanetimizi
koruyalım, düşünmeden yaşamaya devam edelim. ŞİMDİLİK.

Yazılarınızı severek takip ediyoruz
YanıtlaSil